Norveç'in "ayıp" gençlik dizisi: Skam
Norveç'in TRT'si NRK, "ayıp" gençlik dizisi "Skam" ile dünya çapında olayyy yaratıyor. Danimarkalılar ömürlerinde ilk kez Norveçlileri kuul bulurken dizi XIX Entertainment ortaklığıyla yeniden çekilerek ABD'ye ve oradan da tüm dünyaya yayılma yolunda. Peki, ne yani?
Skam, "gençler ne hayatlar yaşıyor?" sorusunu yine gençler için yanıtlamaya çalışan bir dizi. Dizinin yaratıcısı, yazarı ve yönetmeni Julie Andem, 2015 güzünde başlayan dizi için yarım yılını Norveç'i köşe bucak dolaşıp gençlerle görüşerek geçirmiş. Andem, bu süreçle ilgili New York Times'a şunları söylüyor:
"Bir temel ihtiyaç olduğunu fark ettik. Bugünün gençleri üzerinde herkesin bir baskısı var. Mükemmel olma, görevlerini yerine getirme baskısı. Bu baskıyı alıp götürecek bir program yapmak istedik."
Şimdiye kadar 3 sezonu yayınlanan dizi her bir sezonda tek bir karaktere odaklanıyor. Beyimin dün akşam bitirdiği son sezon, mesela, Isak'ın cinselliğini ve Even ile olan aşkını merkeze alıyor. Ve bunu da hiç öyle "ahanda bakın hele, bu çocuk gey, farklı yani" gibi yapmıyor, o kadar herhangi bir mevzu olarak anlatıyor ki pek çok kişi dizinin Norveç'te son yıllarda eşcinselleri en çok güçlendiren şey olduğu görüşünde. O kadar ki ülkenin LGBTİ+ dergisi Blikk son sayısını çiftin aşırı romantikli bir sahnesinin çizimini "Evet, biz Skam'a bayılıyoruz" başlığıyla kapak yaptı.
Sosyal medya dışında pek bir reklam yapmadan çıkış yapan bir gençlik dizisinin 5 milyonluk bir ülkede her hafta bir milyon seyirciyi ekranlara bağlaması büyük bir başarı. Karakterlerin son derece gerçekçi oluşturulması bir yana, dizide devasa bir şey olmaması, yerli dizilerden aşina olduğumuz "ver yaylıları, uzun uzun bakışsınlar" tarzı dramatik öğelerin olmaması, gündelik hayatlarımızın içindeki ayrıntıları görünür kılmasıyla dikkat çekiyor Skam. Ayrıca şu gün şu saatte yayınlanacak diye duyurmadan haftada birkaç parça halinde çıkan internet videolarının sonradan daha da uzun bir TV dizisine dönüştürülmesi de ilginç bir deneyim sunuyor.
Karakterlerin "kolektif"teki mesajlaşmalarını okumak, sosyal medyada karakterler için oluşturulmuş hesapları takip etmek ve dizinin nasıl şekillenmesi gerektiğine dair hararetli tartışmalara girmek de diziyi sadece izlemekle yetinemeyecekler için seçenekler sunuyor. Bu gerçek-kurgu belirsizliği/önemsizliği ve Norveç'i saran Skam hayranlığı, ilk sezonda kendisini çıplak resimlerini internete koymakla tehdit eden erkek arkadaşına yasaları anlatarak haddini bildiren kızı, Norveç polisinin etiketleyerek "işte böyle" diye paylaşım yapmasına kadar götürebiliyor.
Ödüllü dizi, oyuncuların eğitim ve işleriyle çakışmaması için 3 günde 2 bölüm şeklinde çekiliyor.
"Büyüklerin" ahkâm kesmediği, öğretmenlerin boyunlarından yukarısının bile gösterilmediği bir gençlik dizisi "Ayıp" adıyla Türkiye'ye uyarlansa biz de nasıl izlerdik diye düşünmeden edemiyorum. TRT duy sesimi!
Ayıp, utanç deyince aklıma KaosGL.org için Yrd. Doç. Dr. Psikoterapist Yudit Namer'le yaptığım röportaj geliyor. "Utanç doğal, organik bir duygu değil," diyor Namer. "Utanç da önce anne-babanın, devletin, sistemin, bizi kontrol etmek için kullandığı bir duygu. Bizi utandırıyor ki biz konuşmayalım, kendimizi çok fazla göstermeyelim, çok fazla kafa tutmayalım, diklenmeyelim. Bu yüzden icat edilmiş bir duygu."
Ayıplarımıza kafa tutarken sizlerle Skam'dan efsane bir video üzerine Nils Bech yorumuyla Noellik "O Helga Natt" (Ah Kutsal Gece) şarkısını paylaşmak istiyorum. Yetinemiyorum, Nils Bech'in "ah gençlik!" dedirten klibiyle "Glimpse of Hope" (Bir Anlık Umut) şarkısını yolluyorum.
Norveççeniz olsun olmasın, Amerikan versiyonuyla dünyanın dört bir yanına yayılmadan Skam'a bir göz atmak isterseniz de tam buraya tıklayın.
Sevgiler!
Skam, "gençler ne hayatlar yaşıyor?" sorusunu yine gençler için yanıtlamaya çalışan bir dizi. Dizinin yaratıcısı, yazarı ve yönetmeni Julie Andem, 2015 güzünde başlayan dizi için yarım yılını Norveç'i köşe bucak dolaşıp gençlerle görüşerek geçirmiş. Andem, bu süreçle ilgili New York Times'a şunları söylüyor:
"Bir temel ihtiyaç olduğunu fark ettik. Bugünün gençleri üzerinde herkesin bir baskısı var. Mükemmel olma, görevlerini yerine getirme baskısı. Bu baskıyı alıp götürecek bir program yapmak istedik."
Şimdiye kadar 3 sezonu yayınlanan dizi her bir sezonda tek bir karaktere odaklanıyor. Beyimin dün akşam bitirdiği son sezon, mesela, Isak'ın cinselliğini ve Even ile olan aşkını merkeze alıyor. Ve bunu da hiç öyle "ahanda bakın hele, bu çocuk gey, farklı yani" gibi yapmıyor, o kadar herhangi bir mevzu olarak anlatıyor ki pek çok kişi dizinin Norveç'te son yıllarda eşcinselleri en çok güçlendiren şey olduğu görüşünde. O kadar ki ülkenin LGBTİ+ dergisi Blikk son sayısını çiftin aşırı romantikli bir sahnesinin çizimini "Evet, biz Skam'a bayılıyoruz" başlığıyla kapak yaptı.
Sosyal medya dışında pek bir reklam yapmadan çıkış yapan bir gençlik dizisinin 5 milyonluk bir ülkede her hafta bir milyon seyirciyi ekranlara bağlaması büyük bir başarı. Karakterlerin son derece gerçekçi oluşturulması bir yana, dizide devasa bir şey olmaması, yerli dizilerden aşina olduğumuz "ver yaylıları, uzun uzun bakışsınlar" tarzı dramatik öğelerin olmaması, gündelik hayatlarımızın içindeki ayrıntıları görünür kılmasıyla dikkat çekiyor Skam. Ayrıca şu gün şu saatte yayınlanacak diye duyurmadan haftada birkaç parça halinde çıkan internet videolarının sonradan daha da uzun bir TV dizisine dönüştürülmesi de ilginç bir deneyim sunuyor.
Karakterlerin "kolektif"teki mesajlaşmalarını okumak, sosyal medyada karakterler için oluşturulmuş hesapları takip etmek ve dizinin nasıl şekillenmesi gerektiğine dair hararetli tartışmalara girmek de diziyi sadece izlemekle yetinemeyecekler için seçenekler sunuyor. Bu gerçek-kurgu belirsizliği/önemsizliği ve Norveç'i saran Skam hayranlığı, ilk sezonda kendisini çıplak resimlerini internete koymakla tehdit eden erkek arkadaşına yasaları anlatarak haddini bildiren kızı, Norveç polisinin etiketleyerek "işte böyle" diye paylaşım yapmasına kadar götürebiliyor.
Ödüllü dizi, oyuncuların eğitim ve işleriyle çakışmaması için 3 günde 2 bölüm şeklinde çekiliyor.
"Büyüklerin" ahkâm kesmediği, öğretmenlerin boyunlarından yukarısının bile gösterilmediği bir gençlik dizisi "Ayıp" adıyla Türkiye'ye uyarlansa biz de nasıl izlerdik diye düşünmeden edemiyorum. TRT duy sesimi!
Ayıp, utanç deyince aklıma KaosGL.org için Yrd. Doç. Dr. Psikoterapist Yudit Namer'le yaptığım röportaj geliyor. "Utanç doğal, organik bir duygu değil," diyor Namer. "Utanç da önce anne-babanın, devletin, sistemin, bizi kontrol etmek için kullandığı bir duygu. Bizi utandırıyor ki biz konuşmayalım, kendimizi çok fazla göstermeyelim, çok fazla kafa tutmayalım, diklenmeyelim. Bu yüzden icat edilmiş bir duygu."
Ayıplarımıza kafa tutarken sizlerle Skam'dan efsane bir video üzerine Nils Bech yorumuyla Noellik "O Helga Natt" (Ah Kutsal Gece) şarkısını paylaşmak istiyorum. Yetinemiyorum, Nils Bech'in "ah gençlik!" dedirten klibiyle "Glimpse of Hope" (Bir Anlık Umut) şarkısını yolluyorum.
Norveççeniz olsun olmasın, Amerikan versiyonuyla dünyanın dört bir yanına yayılmadan Skam'a bir göz atmak isterseniz de tam buraya tıklayın.
Sevgiler!