Allah'ın İbnesi: İçimdeki bu nefret nereden geliyor?

"Yıl olmuş 2017, haklarımın korunduğu Norveç gibi bir ülkede, sokakta yürürken erkek arkadaşımla el ele tutuşunca neden mideme kramplar giriyor?" Gazeteci Gisle A. Gjevestad Agledahl, Norveç'in devlet kanalı NRK için hazırladığı Jævla Homo (Allah'ın İbnesi) adlı beş bölümlük belgeselde bu sorunun yanıtını arıyor. 
Allah'ın İbnesi, mücadelenin bittiği düşünülen yerlerde bile ne kadar utanç ve korkunun biriktiğini, homofobinin eşcinseller de dahil olmak üzere herkesin içine işlediğini göstermesi açısından ilginç bir yapım. Giderek yaygınlık kazanmaya başlayan bir tarzda, uzmanın fikrinden değil de öznenin deneyiminden yola çıkan ama gazetecilik yaptığını da unutmayan, "halktan" bir belgesel var karşımızda. Gisle "ben aslında sizden biri olmak istemiyordum" deme dürüstlüğünü gösterirken o çok korktuğu bizin sandığı kadar tek-vücut olmadığını gösteriyor. 

Tipik gey?

Belgeselin ilk bölümü "Utanç", insanlara cinsel yönelimlerine göre biçtiğimiz varsayımları kurcalıyor. Oslo'nun İstiklâl'i Karl Johans gate'de vitrine çıkan Gisle'ye yoldan geçenler tarafından sevgilisinin adına göre bir kişilik formu dolduruluyor. Ayşe'yi seviyorsa "futbolda iyidir" diyorlar, Ali'yi seviyorsa "yatmadığı kalmamıştır". 

"Daha da feminen olmak istiyorum"

İkinci bölüm "Kırık", o pek korkulan feminenliği "kendine başkalarının gözleriyle bakmayı reddeden" biriyle kucaklıyor. Nils Bech'in Glimse of Hope klibinde "evcilik oynayan" model/fotoğrafçı Jakob Landvik, Gisle'den feminen pozlar vermesini istiyor. 

Kabul edilmenin kuralları

Üçüncü bölüm "Fisting Partisi"nde Gisle, İskandinav Leather Barı SLM'de "normdışı kalmanın kendisine çok daha fazla özgürlük tanıyabileceği" fikriyle tanışıyor. Salıncaklar ve kölelerden, yarım saate başlayacak orjilerden uzaklaşıp evli-mutlu-çocuklu bir gey çiftin konuğu oluyor, kendi hayalinin ikincisine daha yakın olduğunu paylaşıyor. 

Yalnızlık Allah'a mahsus

"Yalnız" adlı dördüncü bölümde, kuzeye, Samilerin yoğun olarak yaşadığı Karasjok'a gidiyoruz. Hem abisini, hem de ilk sevgilisini homofobinin ittiği intiharlarla kaybeden bir eşcinselin "herkes Oslo'ya kaçmasın" feryadını duyuyoruz. Ayrıca ailesine kameralar önünde açılan 17 yaşındaki bir gencin önce kaygılarını, sonra da mutluluğunu seyrediyoruz. 

Bitmez...

Son bölüm "Mücadele", o pek meşhur yanılgıyı, "evlilik eşitliği de geldi, dağılıyoruz arkadaşlar"ı akıllardan tamamen çıkarmamız gerektiğini hatırlatıyor. Gisle'nin korktuğu başına geliyor, "yürüyemeyen biri için yürü" temalı 2017 Oslo Onur Yürüyüşü'nde ana sahneden bir konuşma yapması isteniyor. Ve tüm bu süreç sonrası sokakta sevgilisinin elini daha sıkı tutmaya başlıyor.

Naçizane izleyici görüşüm:

Allah'ın İbnesi benim için çok keyifli bir seyir oldu. Ne yapmamı, nasıl düşünmemi ya da hissetmemi bildiren çokbilmişin teki yerine kendi güvensizliklerini açan birinin peşinden "camianın" farklı güzergâhlarına uğramak samimi bir deneyimdi. Yazıyı şişirmemek adına eklemediğim Intetkjønn punk grubu olsun, Oslo'da seneye açılması planlanan eşcinsel-dostu cami olsun, "has Norveç milleti yok oluyor, ey ahali" diye nefretine kurban arayan neo-Naziler olsun, "bizi bize anlattı" dedirtti. Ayrıca tüm bu hikâye devlet kanalında dönüyor! TRT'den bir gazetecinin böyle bir belgesele kalkıştığını düşünsenize? 

Blikk dergisine verdiği röportajda "beyaz bir natrans erkek olarak ayrıcalıklarımın farkındayım, şikâyet ediyor gibi görünmek istemem" diyen Gisle'nin güzel tartışmalara kapı araladığını düşünüyorum. İçimizdeki nefretle de mücadeleyi es geçmemek dileğiyle... 

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dillerden düşmeyen 12 Arapça ifade

Norveççe Öğrenmeye Nereden Başlamalı?

Norveç'in "ayıp" gençlik dizisi: Skam