Serbest Meslek

Son üç yıldır, ilk ikisi olağan bir işle birlikte olmak üzere, serbest çevirmenlik yapıyorum. Kitaptır, makaledir, rapordur önüme ne gelirse çeviriyorum. Şarkı sözü çevirdiğim bile oldu. Yıllar evvel hobi olarak başladığım bu uğraş, zaman içinde "ekmek kapıma" dönüştü.

Yalnız zorlu bir alanda var olmaya çalıştığımın farkındayım. İlk kitap çevirimin ödemesini bir yıl sonra üsteleye üsteleye zar zor almıştım. Sonraki işlerim ve ödemeleri görece daha sıkıntısız geçti. Ama yaptığımın bir iş olduğunu kabul etmek istemeyen pek çok kişiyle karşılaştım. Zaman içinde kendimi geliştirmeme ve düzelti işleri dahi almaya başlamama rağmen yaptığım iş vakit öldürmeye yarayan bir gençlik uğraşından ibaret görüldü. Sabit bir ofisin ve düzenli çalışma saatlerin olmadığında yaptığın ne olursa olsun "iş" değil pek çoklarının gözünde. Ev içi emek gibi yani.

"Peki ilerde ne yapacaksın?" sorularından bana artık gına gelmişken burdan belirteyim: "İlerde" de yine yazıyla, kelimelerle, kafası çalışan insanlardan geribildirimler alarak, diğerleriyle ise fazla yüz göz olmadan çalışabilmekten başka bir dileğim yok. Daha öğreneceğim çok şey var, zihnimi zorlamam gereken çok yer. Bir de üzerine yeni bir dil ekliyorum. Serbest takılmaya devam edersem küsmeyin olur mu?

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dillerden düşmeyen 12 Arapça ifade

Norveççe Öğrenmeye Nereden Başlamalı?

Norveç'in "ayıp" gençlik dizisi: Skam