Mahbas: Kızımı Suriyeliye vermem!

Erkek kardeşini 20 yıl önce Suriye'nin attığı bir bombayla kaybeden Lübnanlı bir anne, kızının Suriyeli damat adayını kabul edebilecek midir?

Lübnanlı yönetmen Sophie Boutros'un ilk filmi Mahbas (Tektaş), kardeşini kaybetmenin ardından Suriye'ye dair ne varsa nefret eden bir kadının, kızının bir Suriyeliyi sevmesini öğrenmesiyle yaşadığı duygusal çalkantıyı komediyle anlatıyor. 

Yabancısı olduğumuzu konular değil; "kızımı Aleviye/Kürde vermem" gibi cümleleri eminim duymuşsunuzdur. Hayatımızın bu kadar içindeki gerilimleri komediyle ele almaktan daha güzel bir yol olabilir mi? "Didaktikliğe kaçmadan meseleyi tartışmaya açmak için en güzel yolun kendimizle dalga geçmek olduğunu düşündük," diyor yönetmen.

Kendisi de Lübnan'ın 1976'dan 2005'e kadar süren Suriye işgali altında doğan Boutros, filmin ana karakterinin 50 yaşın üzerindeki Therese olmasının bölgedeki filmlerde yaygın olmadığının altını çiziyor. 

Film bir aşk hikâyesinden ziyade Therese'nin kızının seçimini, kendi evliliğindeki gerçeği ve erkek kardeşini kaybetmiş olmasını kabullenmesine odaklanıyor.

"İnsanlar kendi hikâyelerini görmek istiyor, yapay bir kopyalarını değil. Film bizim gibi konuşan, bizim gibi hareket eden karakterlerden oluşuyor. Birbirleriyle konuşmaları olsun, davranışları olsun izleyiciye son derece benziyorlar."

Ben, filmin özellikle bu yönünü sevdim. Ve tabi üstüne bir de ulu orta konuşmadığımız ama hayatımızdan ayrılmayan bir mevzu girince daha da ilgimi çekiyor.

Hamiş: Amman'da film izleyecekseniz Baraka Mall'u tavsiye ederim; Sweifieh'de, kalabalığı olmayan, hoş bir mekân.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dillerden düşmeyen 12 Arapça ifade

Norveççe Öğrenmeye Nereden Başlamalı?

Norveç'in "ayıp" gençlik dizisi: Skam