Kendine Nazik Davran

Canımızın sıkkın olduğunu söylemenin bile giderek zorlaştığı, mutluluğa şartlandığımız bir zamanda insanın ara sıra da olsa hayatını sonlandırmayı düşündüğünü söylemesi kolay değil. Hâl böyle olunca, derdine derman olabilecek, en olmadı yükünü hafifletebilecek bir omuz bulmada zorlanıyor insan.

Yakın zamanlarda iki dostumun intihar düşünceleri olduğunu öğrendim. Dün de beyimin kuzeyden bir çocukluk arkadaşıyla konuşmasının ardından, eşinin bir iş arkadaşının çalıştığı okula tüfekle gelip yüzünü parçaladığını anlatmasıyla hepten içim kıyıldı.
John Singer Sargent - Carnation, Lily, Lily, Rose

Ben geçtiğimiz hafta bir psikoloğa gittim. Amman'da yaşam beni zorluyor, kendimi oyalayacak bir şeyler buluyorum ama evi yolda bulmanın gerilimi hâlâ üzerimde, hem de son zamanlarda pek asabi bir insan oldum diye anlattım. Yazı gönderdiğim ama olumsuz bile olsa bir geri dönüş alamadığım iki siteye, bana laf çarpan bir aktivist bozuntusuna, trafiğe-egzozuna-sürdürülemezliğine, bir sıcak bir soğuk havaya, kasiyer sırasında önüme geçen kadına sinir olduğumu, hem de bayağı bayağı sinir olduğumu anlattım.

"Be kind to yourself" dedi bana, kendine iyi davran değil, "iyi" ne ki? Kendine nazik davran. Bir dostuna davranacağın gibi davran, alttan al kendini, el ver kendine.

Uykulara dalamıyordum bir süredir, uyku hijyeninden bahsetti bana. Çenemi, göğsümü ve ellerimi rahatlatmamı, bedenimin farklı yerlerinin yatakla-yastıkla-yorganla temasına odaklanmamı, derin derin diyaframdan nefes almamı, zihnime hücum eden düşünceleri izlememi ama kucaklamamamı söyledi. Geceleri beni heyecanlandıran ekranlardan, yazılardan uzak duruyorum artık. En olmadı yasemin çayına sığınıyorum. Pek bir keyifli uyuyorum artık, zihnimin kapatma tuşunu sonunda buldum gibi.

Size de naçizane bir önerim olursa eğer: Kendinize nazik davranın.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dillerden düşmeyen 12 Arapça ifade

Norveççe Öğrenmeye Nereden Başlamalı?

Norveç'in "ayıp" gençlik dizisi: Skam