Tel Aviv: Tov, yallah, bye!
Sınır kapısındaki 2 saatlik bekleyişimizin ardından İsrail'deyiz. Boarding completed! Ülkenin en güneyindeki Eilat'tan çıkıp merkezdeki Be'er Sheva üzerinden Akdeniz kıyısındaki Tel Aviv'e doğru yola koyuluyoruz. Yolların kaymak gibi, işaretlerin bir sürü bir sürü, düzeninse alabildiğine olduğu bir yerdeyiz. Daha karşımıza pek bir şey çıkmadı, palmiye ormanlarına (çiftliklerine mi demeli, ağaç gövdelerindeki poşetlerden bişi [yağ?] topladıkları anlaşılıyor) bakıp wowww çekiyoruz. Bir dinlenme tesisi bulsak da karnımızı doyursak derken karşımıza Yotvata çıkıyor. Burası doğal yaşam parklarının da olduğu, gelirinin büyük bir kısmını süt ürünlerinden elde eden bir kibutz, yani kolektif yaşam birimi. Üniversite yemekhanesini andıran büyükçe bir markette hediyelik eşyalardan şaraplara, yemeklerden klasik market ıvır zıvırına pek çok ürün bulabiliyorsunuz. Yediğimiz yemeklerin güzelliği bir yana, çalışanların menüye dahil olan salatadan az aldığımızı görüp "buncacıkla...